6 Mayıs 2011 Cuma

Hıdırellez


Kendimi bildim bileli (elimde kağıt kalem uyuyakaldığım 2009 senesi hariç) her sene 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece bir gül ağacının dibine dileklerimi bıraktım. Kimi zaman yazdım, kimi zaman çizdim.. Kibrit çöpünden dileğinin maketini yapanı da gördüm; dergilerden fotoğraf kesip kolaj oluşturanı da... Her sene dileklerimi, son dakikada elimde diktiğim kırmızı bir keseciğin içine koyup gül dalına astım.

Derler ki, Hızır ile İlyas, yıl boyu sadece bu gece yeryüzünde buluşurlarmış. 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece biz uykumuzdayken kapı kapı gezip tüm bahçelere bereket, evlere huzur, dertlilere derman, hastalara şifa, borçlulara para getirir; kalbi temiz insanlara yardım ederlermiş. Gül ağaçlarına özellikle uğramayı ihmal etmez; tek tek okudukları dileklerimizi gerçekleştirmek için yıl boyu çalışırlarmış, bir dahaki Hıdırellez'e kadar..

Eğer bu yazıyı benim yazdığım gece okuyorsanız; hadi üşenmeyin, yazın çizin dileklerinizi. Bir kırmızı çaputa, kurdeleye bağlayın, hiç olmadı bir kağıda sarın ve bırakın gül ağacının dibine. Batıl inançmış, pagan adetiymiş, boşverin bunları. İyi geliyor insana, kendi acemi çizgileriyle çizilmiş bile olsa güzel bir geleceğin resmine bakmak..

1 yorum:

  1. keşke yazdığınız gibi dertlilere derman dağıtsalar.....bende sizi mutfağıma beklerim

    YanıtlaSil