25 Aralık 2010 Cumartesi

91365



O benim en yakın arkadaşım. Tam yedi buçuk yıldır. Hemen her yere beraber gittik, benle geldi. Benle olmadığı az ortamda da her an onun yanımda olmamasının huzursuzluğuyla, kavuşacağımız anı bekledim.

Son 7 buçuk senede gittiğim her yerde, girdiğim her ortamda “merak etme, sıkılırsan ben hemen seni alır götürürüm burdan” dedi bana sessizce. Sadece ikimizin anladığı, aramızda anlaştığımız bir dilde.

Ben ise, onun bana olduğu kadar iyi bir arkadaş olamadım ona. Cebimde param oldukça yakışıklılığını herkes görsün diye süslenmeye götürdüm onu. Ama çoğu zaman yağmuru çamuru, kimi zaman sıcağı tozu, bazen de yorgunluğu, üşengeçliği bahane ettim. O ise benim çok iyi bildiğim yakışıklılığını, kendimden başka tüm gözlerden saklamak istememi anlayışla karşıladı.

Ona büyük bir teşekkür borçluyum. Artık hayatımda olmayacağı için üzülmesini istemiyorum.

Onu ilk gördüğümde vurulmadım. Ne yalan söyleyeyim aklım başkasındaydı. Ondan daha yakışıklı bir hemcinsiyle flört ederken, babam bizi birbirimize uygun görmedi ve uzun tartışmalar sonucunda bu yazıya konu olan yakışıklıyla birbirimize münasip görüldük. O beni ilk görüşte sevmiş sonradan öyle söyledi. Ve her müşfik erkek gibi sabırla hislerine karşılık vermemi bekledi.  Zaten onla başbaşa kaldığımız ilk anda, diğer yakışıklıya duyduğum aşkın alevini söndüren; müthiş bir güven hissettim ona karşı…

Bir gün bir baktım ki -mecazi değil gerçek anlamıyla sözün- vazgeçilmez bir parçası olmuş hayatımın. Onsuz bir yere gidemez olmuşum.

Çok güzel günlerimiz oldu, çok nazımı, kahrımı çekti.. Tatillere götürdü beni. Bozcaada yollarına düştüğüm her sefer, arabalı vapuru yakalayalım diye nefes nefese bıraktım onu. Aptal müziklerimle başını ağrıttım. Gün içinde değiştirmek isterim belki diye, aynı anda birkaç ayakkabımı taşıttım ona. Annemden gizli yaptığım alışverişleri bile saklamasını istedim haftalarca, ses çıkarmadı…

O beni hiç ama hiç yarı yolda bırakmadı.
Ben onu abuk subuk sokak ortalarında bırakıp gittim bazen. Bi kaldırım köşesinde bekledi beni yağmur çamur demeden.

Birlikte geçirdiğimiz 7 buçuk yıl boyunca ayrılık vaktinin bir gün geleceğini hep bildim. Bildim ama aklıma getirmekten kaçındım. Bir gün onsuz olacağımı ve yola bir başkasıyla devam edeceğimi hiç düşünmek istemedim…

O benim, sokakta kaldığım bir yılbaşı gecesi kabarık elbisemin üzerine bagajından bulduğum bir eşofmanı giyip koltuğunda uyuduğum arabam… O benim  günahlarımı, sevaplarımı, sırlarımı, herkesten gizlediğim gözyaşlarımı saklayan arabam.. Aynasında makyajımı yaptığım, yedi buçuk senedir ona bir nazar boncuğu alamamış olsam da kendisi benim nazar boncuğum olan arabam..

Bugün, sayısız hatıra ve bu yazının başlığı kadar kilometre sonra, hayatımın en değerli, en yakışıklı, en müşfik erkeğiyle; ilk arabamla vedalaşıyorum.

Paylaştığım kısıtlı insanın fena halde yadırgadığı bu hislerimi huzurlarınızda, blogumun ilk yazısında sizlerle paylaşmak; ve ona teşekkür etmek istiyorum.

Bil ki seni artık sevmemem değil  ayrılığımızın sebebi.. Bil ki yerini dolduranların hiç biri, kalbimdeki yerini dolduramayacak. Söz veriyorum, yolda gördüğüm tüm yakışıklı lacivert Corolla’lara dat dat yapacağım. Yeni arkadaşına da bana olduğun kadar iyi bir yol arkadaşı olacağına eminim. Umarım sana iyi bakarlar. Biliyorum çünkü, sen yola birlikte çıktığın herkese çok iyi bakarsın…


Seni hiç ama hiç unutmayacağım.

4 yorum:

  1. Senin hislerini o kadar iyi anlayabiliyorum ki...
    Çok değil daha dün. Benim için ilk olma özelliğini taşıyan ve benim adımı üstünde taşıyan kalbimi ona bu denli verdiğimi iki gün öncesine kadar anlayamadığım 34 TK 288 i sattım. Dün akşam arabamı teslim ettiğimde; alan kişinin yüzünde ki sevinç, benim yüzümdeki hüzün sanki aynı değerde zıt iki ifade gibiydi. Son kez farklarını yaktı benim için ve son kez motorunun sesini benim için çıkarttı. İyi ellerde olduğunu biliyordum ama ayrılmanın bu kadar zor olacağını bilmiyordum. Arkasından bakarken, sanki sevgilimden ayrılmış ve gidişine üzülüyor gibiydim. Meğer o benim biricik sevgilimmişte ben bunu bilmiyormuşum...

    YanıtlaSil
  2. ahhh sen de mi :)) yeni sahiplerine uğurlu gelsin inşallah diyelim o zaman senin kara kızın da, benim yakışıklı oğlum da..

    YanıtlaSil
  3. yasemincim mükemmel yazını okudum..ilk başlarda erkek arkadaşından bahsediyorsun sandımm.ama ortalardan itibaren toyota arabandan bahsettini onunla ayrilığını anladım..benimde toyota aurisim var..onu çok sewiyorum:) bloguma ziyaretin için çok teşekkür ederim.sewgiler

    YanıtlaSil
  4. çok teşekkür ederim ilgine :) yeni oğlumla da birbirimize oldukça alıştık; aşkımız biraz daha derinleşince onu da yazacağım.. sevgiler

    YanıtlaSil